Haber

Fatih Terim’den Galatasaray’a Şampiyonluk Çağrısı 17

Al Shabab Teknik Direktörü Fatih Terim, Suudi Arabistan ligindeki şampiyonluk mücadelesi ve genel futbol sistemine dair önemli açıklamalarda bulundu. Terim, futboldaki değişimlerin sürekli olarak arttığını vurgulayarak, kurallar hakkında farklı önerilerde bulundu.

“SUUDİ ARABİSTAN’LARDA SİSTEM GEREĞİ FARKLILIK VAR”

Fatih Terim, TRT Spor‘a verdiği mülakatta şu ifadelere yer verdi:

“Suudi Arabistan Ligi’ni uzun süredir yakından takip ediyorum. Takımlar hakkında bilgi sahibiyim. Burada sistem dolayısıyla bazı takımlarda farklılıkların ortaya çıktığını görebiliyoruz; ancak aslında gelişmeye açık bir ligdeyiz. Benim tarzım, ‘bana zaman tanıyın, sabırlı olun’ diyen bir teknik adam olmamakla birlikte, Al Raed ve Damac galibiyetleriyle doğru bir yola girdiğimizi düşünüyorum.”

“KUPA YARI FINALİNDE LİG LİDERİYLE KARŞILAŞACAĞIZ”

Al Shabab, Suudi Arabistan’ın en köklü kulüplerinden biri. Üstteki dört takımla rekabet etmenin ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Bu takımların tüm transferleri Spor Bakanlığı’nın kontrolünde gerçekleşiyor. Kupada yarı finalde ligin lideriyle karşılaşacağız; bu maçı oynamaya gideceğiz. Tek maç üzerinden oynanacak. Deneyimleyeceğiz, uğraşacağız. İnşallah sonrasında finale de yükselebiliriz.

“SUUDİ OYUNCULAR AVRUPA’DA DA GÖRÜNMEK İSTEYECEK”

Suudi Arabistan’ın 2034 Dünya Kupası’nı almak için 2030 vizyonu da bulunduğunu biliyorsunuz. Önümüzdeki on yıl içerisinde Suudi Arabistan’ın futboldaki yatırımlarının çok daha büyük olacağını düşünüyorum. Bu sezon itibarıyla, 20-21 yaşındaki birçok Suudi futbolcuyu Avrupa’da görebileceksiniz; çünkü 2030’a hazırlık yapıyorlar.

“YABANCI HAKEM İLE KENDİ HAKEMLERİMİZİ KASDAN KAMUOYU İLE HETERMAYELİYİZ”

Uzun zamandır futbolda, milliyetlerin fark yaratmaması gerektiğini düşünüyorum. Hakem ya iyi ya da kötüdür, yerli ya da yabancı fark etmez. Bu tartışmalar, zihinlerde başka sorunlar olmasından kaynaklanıyor. Yabancı hakemlerle namağlup UEFA şampiyonu olduk; Türk hakemleriyle de tarihin en büyük cezalarını alan bir teknik adam olarak ‘yabancı hakemi desteklerken, kendi hakemlerimizi de bitirmeyelim’ diyorum. Ülkemizde birçok alanda olduğu gibi futbolda da sadece şikayet var. Alternatif önerilerin ortaya çıkması gerektiğine inanıyorum.

“HAKEM ATAMALARI KULÜPLER TARAFINDAN YAPILABİLMELİ”

Hakem atamaları, Kulüpler Birliği tarafından oluşturulacak bir kurul eliyle yapılabilir. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) gerekenleri yapar ama atamayı bu kurul yapmalı. TFF’nin o kadar çok işi var ki, bunlarla ilgilenmeli. Türk futbolu bu tür tartışmalardan uzak kalmalıdır.

“YENİ OFSAYT KURALINA İHTİYAÇ VAR”

Potansiyel kural değişikliklerini takip ediyorum. Arsene Wenger uzun zamandır ofsayt kuralının değiştirilmesi gerektiğini söylüyor. Ben de bu değişikliği merakla bekliyorum. İlk beklenti, bu kuralın gol beklentisini artıracağı yönünde. Yeni kural, hücum oyuncusunun vücudunun belli bir bölümünün ofsayt durumu oluşturmasını öngörüyor. Bu tartışmalar sona erer mi? Hayır; ‘Vücut tamamen ayr mı, değil mi?’ sorusu ortaya çıkacak.

“8 SANİYE KURALININ BASKETBOLDAKİ GİBİ OLMAK ZORUNDA”

Kalecinin topu 6 saniye içinde elinde tutması kuralı da 8 saniye olarak değişmeli ve oyun köşe vuruşuyla başlamalı. Bu kural hem ihmal edildi hem de suistimal edildi. Bu kural sadece bize uygulandı. O karar asla tekrarlanmadan değerli hocalarımız da kariyerlerini noktaladı. Bu konu üzerine gidilmeli; fakat belki basketboldaki gibi sayı olarak da belirlenebilir.

“SARİ KART CEZASINDA TARTIŞMALARIN ÖNÜNE GEÇİLİYOR”

Dört sarı kartla ilgili ön görüde bulundum. Orada mantıksal bir durum var. Bugün bir derbi oynanacaksa, sarı kart sınırındaki oyuncular sayılıyor. Eğer 4 sarı kart olmuşsa, bu tartışmaların üzerinden çok kolay bir yöntemle geçiliyor. Cezalı oyun içindeki dört maçta hangi maçı çekeceklerini oyuncular kendileri belirleyebilir. Bu, kimseyi zorda bırakmadan karar alınmasına olanak tanır.

“CEZALARI VEREN KURULLAR YATIRIYOR GİBİ YAPILIYOR”

Şampiyonlar Ligi maçından önce cezalarımız açıklandı. Schalke maçı öncesinde röportajda cezaları sordular; ben de ‘eyvallah, bu maçtan önce açıklamalıdır!’ dedim. Bir de Schalke’ye tebrik mesajı göndermeleri de iyi olurdu. Bu cezaları veren kurullar şu an iyi iş yaptıklarını düşünüyorlar. TFF kurulları, kendilerine gönderilen sevkleri değerlendirmek durumunda kalmıyor, bile bile yapıyorlar mı, onu değerlendirmeli.

TURUNCU KART VE 5 DAKİKA CEZA

Sarı ile kırmızı arasında kalan turuncu pozisyonlar var. Öyle bir müdahalede bulunuyorsunuz ki, ben sarı diyorsam siz kırmızı diyorsunuz. 5 dakika ceza verilebilir mesela.

“TOPUN OYUNDA KALMA SÜRESİNİ ARTIRMAK İÇİN TAVSİYE EDİYORUM”

Oyuncu değişiklikleri sisteminde yeniliklerle topun oyunda kalma süresini artırmak mümkün. Hepimizin amacı topun oyunda kalma süresini uzatmak. Maç sırasında sakatlanmalardan sonra oyuna dönmek isteyen futbolcular olduğu için yerine giren oyuncu, daha kısa mesafeden sahaya girmeli. Hakemler arasında bu kadar yüksek bir iletişim varken, kartları not alarak zaman kaybetmemek gerek. Hakemlerin hala sarı ve kırmızı kartlar için oyununu durdurup not alması neden? Bunları aşmamız lazım. Benim derdim, akıcı bir oyun oynaması.

“FUTBOL DİNAMİK OLMALI”

Taca atılan top konusunda geçmişte karar alındı. Ancak futbolun akışına uygun olmadığını gördük. Denendi ama kabul edilmedi. Bunlar düşünülebilir ve eğer doğru şeyler yapmıyorsa vazgeçebilirsiniz. Her şey gibi futbol da dinamik olmalı ve değişime açık olmalıdır.

“ŞAMPİYONLUK VE 5. YILDIZ GALATASARAY’IN HAKKI”

Galatasaray, 50. yılını geçtiğimiz temmuz ayında doldurdum. Fiziksel olarak o süreçte bulunmamış olsam da, tek kulübe adanmış bir hayatım var. Bunlardan bağımsız olarak ifade ediyorum ki, şampiyonluk ve 5. yıldız Galatasaray‘ın hakkıdır. Temennim Galatasaray‘ın şampiyonluğundan yanadır. Galatasaray camiası güçlü kalmalı ve etrafında bir duvar örmelidir. Galatasaraylıların sezonun geri kalanında bir arada ve takımın etrafında tek bir vücut olmalarını diliyorum.

“FLORYA’DAN KONUŞURKEN DUYGUSAL OLDUĞUM”

Galatasaray özlenmez mi? Katılmak ya da katılmamak önemli değil; 50 yıllık bir süreçti. Florya ile ilgili konuşurken duygusal oluyorum. Orası sadece bir spor tesisi değil; benim için milyonlarca Galatasaraylı için aynı zamanda sevgi dolu bir yuva. Kapısından içeri adım attığınızda sizi içten karşılayan ve kendine has bir havası olan yer. Florya bir ruhtur ve Galatasaray’ı tanımlayan en özel unsurlardan biridir. Kemerburgaz’da bu büyük bağın ve aile ortamının devam edeceğine inanıyorum.

“ARDA TURAN’A ‘SEN BENİ GEÇEBİLİRSİN’ DEDİM”

Arda Turan’ı teknik direktör olarak görmek beni çok mutlu ediyor. Çocuk yaşlardan tanıdığım ve tüm kariyerine şahitlik ettiğim birinin meslektaşım olması beni memnun ediyor. Çok değerli teknik direktörlerle çalıştı. Ona bir gün, “Sen beni geçebilirsin, buna inanıyorum” dedim. Geçen hafta Eyüpspor – Gaziantep FK maçını izlediğimde çok mutlu oldum, iki kulübe de dikkat ettim. Arda ve Selçuk da iyi gidiyorlar. Ben teknik adam olarak iz bırakan isimler olacaklarına inanıyorum. Futbola sadık, izleme konusunda ciddi insanlar.

“OSIMHEN GİBİ SANTRAFORLARA İHTİYAÇ VAR”

Galatasaray, çok büyük santraforlarla adını duyurmuştur ve Osimhen de bunlardan biridir. Galatasaray ile arasındaki ilişki oldukça önemli. Avrupa’nın en iyi 9 numaralarından biri. Kazanma arzusu Galatasaray’a yaklaşıyor. Galatasaray’ın Osimhen gibi oyuncuları kadrosunda bulundurma ihtiyacı var, bu misyonunu da sürdürmek zorunda. Bundan sonra da bu şeklide devam edeceği kanaatindeyim. Icardi, yetenek olarak azalan bir forvet. Hayranlıkla izlediğim oldukça özel bir oyuncu.

“FUTBOL BİR POZİSYON OYUNUDUR”

Ne 3’lü ne de 4’lü defans ilk defa oynanmıyor. Numaralar, bir durum tespitidir; ancak futbol böyle değildir, futbol bir pozisyon oyunudur. Saha içinde saniyede bu numaralar değişebilir. Önemli olan oyun nasıl oynanıyor ve hangi zihniyetle sahaya konuluyor. Futbolu oynarken, sizin hazırladığınız takımı sahada belirli bir mentaliteyle uygulamanız önemlidir. Bu, maç öncesi hazırlıkları anlatan kişilerin ifadeleridir. Bunların bu kadar büyütülmesine gerek yok. Futbol bir anlayıştır. Felsefenizin ne olduğu çok önemlidir. Ben antrenörlüğe başladığımda, ‘Topun kontrolü bende olmalı’ dedim. Bunu bir baskı ve pres mentalitesi olarak koydum ve asla vazgeçmedim. Futbolda iyi savunma yapmak büyük bir sanattır. İyi hücum yapmak da büyük bir meziyet ister.

“PAS VE PRESLE BAŞLADIM”

1999-2000 yılları arasındaki oyun anlayışım Avrupa’da çok takdir gördü. Her teknik adamın bir stili ve anlayışı vardır. Ben de işime başlarken “pres ve pas” dedim. İlk kez 4’lü oynadığımda bana denince denilmediği kalmadı. Ama hayat böyle ve inandığınız şeylerin peşinden gitmelisiniz. Futbol sadece teori oyunu değil. Türkiye’de futbolda analiz antrenörlüğünün başlamasına vesile oldum. Analiz sayesinde artık antrenörlerin bahane üretmemesi gerektiğine inanıyorum.

“FUTBOL AKLIMI EMEKLİ ETMEK İSTEMİYORUM”

Ben buradayım, buradayım; Türkiye’deyim. Nerede olursam olayım, her zaman Türk futboluna katkı vermeye hazırım. Allah nasip ederse futbol aklımı emekli etmek gibi bir niyetim yok.

Fatih Terim'den Galatasaray'a Şampiyonluk Mesajı